31 Aralık 2015 Perşembe

Heyo 2016








Sevgili 2016 

Bu postu yazarken çok umutluyum. Zira 2015 pek güzellik getirmedi maalesef bana.

Bu sebeple 2016 bana şans, sağlık, huzur,mutluluk ve bol kazançlı olursa sevinirim :)



        Penti ye alışveriş için girdiğimde ilk dikkatimi dilek ağacı çekti. Bir sürü minik renkli kurdele vardı ve her rengin başka bir anlamı vardı. Ben de bütün kurdeleleri dilek ağacına güzel şeyler  düşünerek bağladım :) 

       Aslında öyle aman amanlık isteklerim beklentilerim yok mutlu olacağım ufak şeyler istiyorum. Birde liste yaptım 2016 gerçekleşmesini istediğim şeyleri maddeler halinde yazdım. 2017 girerken kontrol edeceğim acaba hangisi oldu hangisi olmadı diye zaten çokta bir şey yok ilk başka kısa tuttum listeyi ki bir sonraki seneye daha azimli isteklerde bulanabileyim diye  :) 

Ee bir de yılbaşı bileti aldım 2 tane ama hiç bakmadım sayılara totem yaptım kendimce alır almaz cüzdanıma koydum bakalım amorti çıkacak mı normalde hiç şansım yoktur belki bu sene şeytanın bacağını kırarım :) 

                                Herkese mutlu yıllar gönlünüzce bir sene olur umarım :)  

26 Aralık 2015 Cumartesi

Stajyer


Filmin konusu ;

Başarılı bir şirketin sahibi olan Jules Ostin, çalışanlarından birinin tavsiyesiyle yeni bir stajyer programı başlatır. Biraz yaşını almış insanlara yönelik bu deneysel program ilk başlayan kişi ise 70 yaşındaki Ben Whittaker olur.Şirketin genç kadrosunun yaş ortalamasını bir hayli yükselten Whittaker ile yanında çalıştığı Ostin arasında zamanla iş ilişkisi sağlam bir dostluğa dönüşecektir.Yönetmen koltuğunda Nancy Meyers'in oturduğu komedi filminin başrollerini ise Anne Hathaway ile Robert De Niro paylaşıyor .

Benim yorumum;
Film gerçekten güzel ve eğlenceli aslında çokta mantıklı tecrübeli insanlardan fikir alıp iş yerinde ki bazı olaylara farklı bir boyut katmış.
Jules çok genç yaşında kendi işinin başına geçmiş ve gece gündüz çalışıp işlerini büyütmüş ve biraz ailesini ihmal etmiş. İş yerindeki her işle kendisi ilgileniyor.Ben ona her anlamda yardımcı olmaya çalışıyor.



En komik anlarında biri Ben'i işe alırken sorulan sorulardan biriydi bundan 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz diye soruyorlar. Ben duruyor ve yani 80 yaşında mı diyor karşı taraf biraz garip bir halde pot kırdığını fark ediyor ve toparlamaya çalışıyor. :)


Diğer komik olay ise Jules yanlışlıkla bir maili annesine atar ve o maili silmesi gerekiyor.
Ben ve 3 kişi annesinin evine hırsız gibi giriyor ve maili silmeye çalışırken ki halleri :)

Jules in eşi ile ilgili problemleri oluyor ve bunları Ben ile konuşuyor. 
Ben Jules'in eşini başka biri ile görüyor ve Jules'in aldatıldığını fark ediyor. Jules ile konuştuklarında ilişkilerinin kötü olduğunu ve eşinin onu aldattığını itiraf ediyor Ben. Jules şaşırıyor ve nasıl öğrendiğini soruyor.Aralarında konuşuyorlar Jules özel hayatını anlatıyor. Zaman geçtikçe her şey yoluna giriyor. Jules eşi ile arasını düzeltiyor.


16 Aralık 2015 Çarşamba

Biri Merak mı Dedi - Mim

Sevgili Fok Bıyığı beni güzel bir mime davet etmiş bende uça uça yapıyorum bu mimi

Ay ben eskiden ne meraklıydım şimdi de var yalan yok ama eskisi gibi değil.

Türküm neticede genlerimde var merak :D düşündüm de baya meraklıyım ya gerçi erkek arkadaşım bunu çok güzel kullanıyor ona trip yaptığımda ilgimi çeken şeylerden bahsedip sonra zaten küssün diyip anlatmayı bırakıyor gel de küs kal şimdi hemen barışıp detayları öğreniyorum gıybetin dibine vurmaya çalışıyorum ama onunla da yapılmıyor ki  :D

Küçükken mahalleyi asfaltladıkların da sıcak asfaltın üzerinde sağa sola koşardık ay ne eğlenirdik onu yaparken bir yandan da kim daha çok üzerinde duracak diye yarış yapardık :D

Yine küçükken bulutların üzerinde dünyayı gezdiğimi hayal ederdim.Alaaddin in sihirli lambasını  izlerdim bu nedenle bunu hayal ediyordum  yoksa zeki bir çocuktum :P




Ortaokul zamanında her hafta bir kitap okurdum şimdi nerede bir haftada bir kitap yılda üç kitap okursam büyük başarı sayıp kendimi ayakta alkışlıyorum :)

Az insan çok huzur lafının mükemmelliğini yaşıyorum son bir kaç yıldır insanlar kırılır mı üzülür mü diye düşünmekten vazgeçtim.Bu yaşına geldin yeni mi anladın derseniz geç olsun güç olmasın demekle yetiniyorum :P

Bütün hayatım boyunca çok zayıfsın diye söylenen çevrem şimdi sadece üç kilo aldım diye şişmanlamışsın diyip umarsızca moralimi bozarlarken onlara gerekli cevapları verip mutluluktan havalara uçmam bu nedenle sivri dilli diye  laf yapmaları pek umurumda değil galiba onlar tarafından pek sevilmiyorum.

Bunca sene el alem ne der diye utanıp sıkılırken aman banane onlardan diyip nirvanaya ulaşmak ayrı güzelmiş.

Çok inatçıyımdır. Bir şey istiyorsam elde edene kadar uğraşırım ama malesef maymun iştahlıyım çabuk sıkılıyorum.

Düğünlere annemin zoruyla gitmek ayrı bir eziyet neymiş milletin içine karışalım ki bizimde düğünümüze gelen olsunmuş yok anasının gözü gelmeyen gelmesin napim.

Birde düğünde oynamak hiç benlik değil beceremem yani o yetenek yok sanki herkes işi gücü bırakıp bana bakıyormuş gibi geliyor.Bir keresinde o kadar ısrar ettiler ki topuklu ayakkabı mı bahane ettim yeni aldım ayağımı vuruyor gibisinden yanımda oturan yaşlı teyze benim ayakkabı mı giy istersen diyip kendi ayakkabısını çıkarıp uzattı hey Allah'ım güler misin ağlar mısın durumu :D












3 Aralık 2015 Perşembe

3 Aralık Dünya Engelliler Günü



Unutmayalım ki  her insan bir engelli adayıdır.

Farkında olup destek olalım. 

    

                                       Yeter ki kalbimiz ve beynimiz engelli olmasın gerisi hallolur.


16 Kasım 2015 Pazartesi

Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan




Sabahattin Ali 'nin üslubunu gerçekten çok seviyorum okuduğum bütün kitaplarında hayranlığım gittikçe artıyor.Bir insan nasıl yaşar ki bu tarz kitaplar yazar insanı okurken oradan oraya sürükler bambaşka duygular hissettirir. Eğer yaşıyor olsaydı daha bir sürü mükemmel kitaplar yazıp kendisine kat ve kat hayranlık uyandıracak işler yapardı.

 Dip not: Biraz uzun anlattım ama böyle bir kitabı kısa bir özetle geçiştiremezdim


Kitap özetine gelecek olursak ana kahramanlarımız Macide, Bedri ve Ömer



Konu ilk olarak Balıkesir de geçiyor.Bedri Macide'nin okuduğu okulda müzik öğretmenidir. Macide'nin müziğe merakı ve yeteneği vardır.Macide gibi bir kaç öğrenciyi çalıştıran Bedri hoca bir akşam İstanbul da ki ailesine yazdığı mektubu posta haneye vermesi için Macide ye verir bunu gören okul müdürü ilk başta Bedrinin Macide ye ask mektubu yazdığını düşünür ve Macide'nin elinden mektubu alır mektubu okur sonrasında erkek öğrenciyle gönderir mektubu ertesi gün müzik çalıştıkları sırada Macide ye mektubu sorar ve Macide durumu anlatır.Bedri hocaya duydukları karşısında şaşkınlık yaşayıp müdürle konuşmaya gider fakat müdürün tavrı ve yapısı itibari ile pek olumlu bir konuşma olmamıştır.Bu olaylar sonrası Bedri hoca ve Macide birbirlerine daha farklı bakmaya başlarlar ama bakışmaktan öte gidemezler. Macide nin sınıfının önünden geçerken durup Macide ile bakışmaları ve konuşmadan geçen bir dönem biter okullar kapanır.  Okullar kapanınca Bedri İstanbul a dönmek zorunda kalır ve tatil dönemi boyunca görüşemezler.Bütün tatil boyunca Bedriyi düşünür okullar açıldığında Bedriyi göreceğini düşünen Macide hayal kırıklığına uğrar çünkü Bedri artık yoktur.

Macide nin okulu biter ve İstanbul da ki Emine teyzesinin ailesi ile yaptığı konuşma sonrası Macide istanbul a konservatuvar okumaya gider.

Macide, Emine teyzesi ile vapurdadırlar. Aynı vapurda Ömer ve Nihat ta vardır.Ömer Macide yi gördüğü anda aşık olur ve ne yapıp edip onunla konuşmaya karar verir durumu arkadaşı Nihat a anlatır ve Nihat vapurda rezillik çıkar böyle bir şey yapma der ama Ömer Nihat ı dinlemez uzun uzun izlediği Macide ye doğru giderken birinin ona seslendiği ni farkeder ve bir bakar ki aşık olduğu kızın yanında ki bayan tanıdıktır. Bazı geceler evinde kaldığı Emine hanımdır ve bu tesadüf çok hoşuna gider Ömer'in. Konuşma esnasında Macide ile tanışır birlikte vapurdan inerler ve evlerinin yolunu tutarlar. Birkaç akşam sonra Ömer cesaretini toplayıp Emine hanımlara kalmaya gider ve o akşam Macideyi göremeden bütün gece onu hayal ederek yatar sabah Macide yi görür hatta Macide yi okula bırakır iki hafta evden alır okula bırakır böyle devam eder. Okul çıkışı geç saatlere kadar gezer sonra tekrar eve bırakırdı. Macide nin geç gelmesinden ve komşuların dolduruşuna gelen Emine teyzesi Macide ile konuşur ve konuşma esnasında Macide ye hakaret eder buna dayanamayan Macide evi terk eder.



Nereye gideceğini bilmeden ilerlerken Ömeri görür ve şaşırır Ömer içimde bir sıkıntı vardı bu yüzden evin etrafından ayrılamadım der ve Macide Ömer e durumu anlatır. Ömerin evine giderler. Ömerin kaldığı oda ufak ve biraz karanlıktır.O geceden sonra Ömer ve Macide birlikte yaşamaya başlar.


Ömer arkadaşlarına Macide yi eşim diye tanıştırır. Başlarda Macide'siz yaşamayacağını hisseden Ömer zamanla geçim sıkıntısı altında ezilmeye başlar üstüne birde Macide'ye bir şeyler alamadığı için üzülür zaten durumları kötüdür arkadaşlarından aldığı  borç paralar sayesinde ay sonunu getirmektedirler.  Bir gün mağazanın önünden geçerken Macide için bir şey almak ister fakat parası olmadığı için alamaz ve o çorabı çalar.Koşarak uzaklaşır oradan pişman olup çaldığı çorabı duvara fırlatır ve 'İçimizdeki şeytanı' suçluyor.Bir gün Ömer'in çevresi Ömer ve Macide'yi yemeğe davet ederler ve ilerleyen saatlerde sahne alacak kişiyi beklerlerken Ömer birden piyano çalan kişiye seslenir ve Macide gördüğü kişi karşısında şaşkınlığını gizleyemez.Çünkü karşısındaki kişi Bedridir. Macide'nin eski aşkıdır.Orada kısa süre sohbet sonrası konuşma biter. Bedri yine bir akşam Ömerlerin evine gider.Ömer daha eve gelmediği için  Bedri ve Macide karanlıkta öylece otururlar içeri giren Ömer ikisini suçlar ve  aralarında bir şeyler olduğunu ima eder Bedri evi terk eder.Macide yanlış düşündüğünü ve Bedri den özür dilemesi gerektiğini söyler.Bedrinin evine gider. Ve içinde bulunduğu anlatarak ondan özür diler.






Bu esnada Bedrinin hasta ablası Macide ile konuşmaya evlerine gelir ve Bedrinin ona aşık olduğunu karı koca kardeşimin peşini bırakın parasını size yediriyor. Ben ve anneme eskisi gibi davranmıyor diye konuşmaya devam ederken Macide bayılır ve konuşmayı yarım bırakıp Macide ile ilgilenir.

Bedri bu dönemde çok sık Ömerlerin evine gidip geliyor ve maddi anlamda destek olur.  Ömerlerin Macide nin arasındaki ilişkisi garip bir hal almıştır doğru düzgün konuşmazlar bile daha ziyade iç sesleri ile konuşurlar bir gün iş yerinde pek sevdiği arkadaşı Ömer'e derdini anlatır çalıştığı yerden para çalmıştır ve defterlere uğraşarak kasada acık çıkmasına engel olmuştur. Ömer günler sonra parasızlıktan gidip o arkadaşını tehdit eder ve para alır sonrasında pişman olup aldığı parayı hiç kullanmadan arkadaşı Nihat'a verir ve  yine içindeki şeytanın suçu olduğunu düşünür durumu Macide ye anlatır ve Macide duydukları karşısında Ömer den uzaklaşır. Ama Ömerin acı çektiğini görünce onu teselli eder. Yine bir akşam Macide istemeyerek te olsa Ömer in arkadaşları ile gece dışarı çıkarlar ve  Ömer burada Macide'yi unutur ve oradaki ümit adlı kızla ilgilenir Ömerin kendisini unutup başka kızla sarmaş dolaş olmasına ve masada  tek kalması  Macideye farklı düşünceler getirir ve  orada ilk defa alkol alır. Macide bir ara tuvalete gider ve peşinden masadaki adamlardan biri gelir ve onu öpmeye çalışır.Macide onu iterek kaçar ve masaya döner.Ömere lavaboda olanları anlatır. Ömerde napim borcum var birşey diyemem tarzında bir cevap vererek Macide yi geçiştirir. Masadakiler başka mekana gitmek için anlaşıyorlar ve Ömer Macide'yi almadan yanındaki kızla başka araca biner ve Macide diğer adamlarla gitmek zorunda kalır gece biter.Macide ile Ömer evlerine döner  geceyi kavga ile bitirirler sabah uyandığında yanında Ömeri göremez ve Ömerin dün gece ki yaptıklarını düşünür ondan ayrılmayı ister ona düşündüklerini  mektup olarak yazar.Tam olarak hissettiklerini uzun uzun anlatır.Mektubu bırakıp gitmeye hazırlanırken  kapı çalar ve karşısında Bedriyi  görür. Ömer'in karakola düştüğünü anlatır ona. Mektubu cebine alarak apar topar Bedri ile Ömeri ziyarete gider. Ömer Macide ile konuşmaz Bedri ile konuşur birkaç  görüşme bu şekilde devam eder.Macide mektubu vermek için kararlıdır ve son kez görüşmeye giderler.Ama Ömer Macide ile konuşmak istemez Macide'yi içeri almazlar.Ömerin isteği üzerine içeri sadece Bedri girer ve  anı biteni anlatır. Macide ile evli olmadıklarını ve  aralarında geçeni düşündüklerini hissettiklerini Bedriye anlatır. Onun Macide'ye daha iyi bakacağını ve zamanla onu seveceğini söyler ardından ekler bugün hapisten çıkıyorum fakat Macide ile görüşmek istemiyorum der ve Macide yi Bedriye emanet ettiğini söyler bu şekilde görüşme biter. Macide ye durumu anlatan Bedri Macideyi onların evine götürmeyi teklif eder ve Macide durumu kabul eder. Zaten başka şansıda yoktur. Bedri üzgün olup olmadığını sorar ve ben zaten Ömer den vazgeçmiştim der.





11 Kasım 2015 Çarşamba

Güne Nasıl Başlıyorum -- Mim

Fırsat bulup bir türlü cevap veremediğim bir mimim vardı benim ilk mim olduğu için heyecanlıyım oldu bittiye gelsin istemedim. :) Ofisin bitmek bilmeyen tadilatı ve birkaç sabahta nasıl uyandığımı gözlemlememdi derken sonunda yazıyorum:)




Ben sabahları ay yine mi iş var pöf diye gözünü açan insanlardanım :) Yataktan kalkarken gece gördüğüm rüyayı düşünüp acaba niye öyle bir şey gördüm oysaki böyle olsa diye düşünüp rüyalarım üzerinden bilinç altıma söyleniyorum :) bazen de daha önce hiç söylemediğim bir şarkıyı söylemeye daha doğrusu kafamdaki ritme uygun sözler bulamaya çalışarak geçiriyorum. Ki o anlar facia gibi çıkan ses ve berbat bir söyleme hali. Şuan yazdıklarımı okurken fark ettim normal insan davranışı değilmiş yaptıklarım.


Her akşam sabah erken kalkıp sakin sakin makyaj yapıp süslenip püslenip gidicem diye hayal kurarken her sabah geç kalmak en büyük hobim olmuş da haberim yok. Miskin miskin yatak keyfi yapayım derim ama yatakta zaman sabahları nasıl su gibi akıp gidiyor inanın bende bilmiyorum Yataktan hep son dakika kalkıp apar topar giyinip işin yolunu tutuyorum.Yukarıdaki  foto ya benzer bir halde gidiyorum diyebilirim

28 Ekim 2015 Çarşamba

29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun





Türk ulusunun yaradılışına ve yaşantısına en uygun olan yönetim şekli Cumhuriyettir.

Mustafa Kemal Atatürk 

                                     29 Ekim Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun

17 Ekim 2015 Cumartesi

Yeni Kitaplarım





                                                     Fotoğraflarını çekerken süslemeyi ihmal etmedim minyonlarım kalp ben :p

 Uzun zamandır aklımda olup da almaya fırsatım olmayan bütün kitapları gecen hafta kendimi ödüllendirmek amacı ile edindim.Mutluyum çünkü mis gibi sayfa kokularıyla kitaplığıma bir sürü yeni kitap geldi.Çoğu zaman iş yoğunluğu yüzünden okuyamadığım.Hep bir bahane ertelediğim kitap okuma alışkanlığıma tekrardan dönmüş bulunuyorum.Umarım bunların özetlerini en kısa sürede buradan paylaşırım.

9 Ekim 2015 Cuma

Minyonlar



Yorumum :


Filmin 1 ve 2 bölümünü internetten izlemiştim çok eğlenceli ve güzel olduğu için 3 bölüm için sinemaya gittim. ilk iki bölümü izlerken çok eğlenmiştim. Ama  Minyonlar 3 pek beğenmedim. Minyonların sevimliliği dışında pek güzel bir film yoktu.Birde Sanki sıralama olarak hata yapılmış gibi geldi bana çünkü 3 bölümün sonunda ortaya çıkan Gru karakteri ikinci bölümde minyonların sahipliğini yapıyordu. Kenan Doğulunun dublajını yaptığı Herb Overkill  karakter olarak çok eğlenceli olmuş seslendirme hoştu. Lakin Beren Saat için aynı şeyi düşünmüyorum. Beren Saatin dublajını yaptığı Scarlet Overkill pek olmamıştı o karaktere çok yakıştıramadım açıkçası başkası seslendirseydi daha eğlenceli olabilirdi. Filmin genel özetine gelirsek  Kevin, çocuksu Bob ve müzik sevdalısı Stuart, kabilelerini kurtarmak için  ve  Hizmet edilecek en çılgın efendiyi bulmak için uğraşırlar ve buldukları liderlerin başına hep bir aksilik geldi minyonlar sayesinde :)  En sonunda ingiltere ye  gitmeye karar veriyorlar ve macera başlıyor. İngiltere de biraz ortalığı karıştırdıktan sonra kötülerin kötüsü Scarlet için çalışmaya başlayacaklar fakat işler umdukları gibi gitmedi. Scarlet için kraliçenin tacını çalmaları gerekiyor ve bu esnada yaşadıkları komik anları anlatıyor. Tacı çalıyorlar ve askerler minyonların peşine düşüyor. Askerlerin elinden kurtulmak isterken Bob kayanın içinde saplı olan kılıcı çeker ve yeni kral Bob olur.Taç takma töreninde Bob’un sevimli halleri çok eğlenceli. Bob un kral olmasına sinirlenen Scarlet intikam almak için saraya gider ve tacı takmak için mücadele eder.Tam istediğine kavuşan Scarlet kraliçe olmak için düzenlenen törende minyonların gazabına uğruyor.Ülkeyi Scarletten kurtarmaya çalışan minyonlar amacına ulaşır ve Scarlet tacı takamaz. Scarletten de tacı bir başkası çalar ve garip bir uçakla oradan uzaklaşır.
Dip not olarak ta eğer gitmek isterseniz de minyonların sevimliliği için gidilebilir.

21 Eylül 2015 Pazartesi

Niyazi Gül Dörtnala







Filmin Konusu : 

Profesör Veteriner Niyazi Gül, çocukluğundan bu yana hayvanlarla arası hep iyi olan, büyük-küçük baş fark etmez tüm hayvanların dilinden anlayan biraz sıra dışı bir bilim adamıdır. İnsanların zevki için hayvanlara eziyet edilmesine, avcılığa, gerçek kürk tüketimine sonuna kadar karşıdır. Üniversitede dersleri hep eğlenceli geçen Niyazi Gül'ün bir de Hediye adında bir çalışanı vardır. Hediye hem Niyazi Gül'ün tüm işlerine koşturur hem de yıllarını verdiği gizli formülü bulması için deneylerine yardım eder. İzmir'de kendi halinde yaşayan Niyazi Gül'ün mütevazi hayatı Sultan Şahmerdan ve Rıza Kabakoz'un atlarını yarıştırma iddiası ile allak bullak olacaktır!   

  

Oyuncular :

Ata Demirer ve Demet Akbağ dışında Şebnem Bozoklu, Ayşenil Şamlıoğlu, Levent Ülgen, Ferit Kaya da rol alıyor.

Yorumum :


Nİyazi Gül küçüklüğünden beri hayvanlara merakı var.Dedesi ölmeden önce hayvanlara çok iyi gelecek bir formül söylemeye çalışıyor tam son bitkiyi söylerken Niyazi duymuyor ve dedesi vefat ediyor. Hocalık yaptığı fakültede ders anlatırken son derece eğlenceli bir hocadır. Derste ayıyı sakinleştirmek için yaptığı iğne ayının peşinden koşmasına neden oluyor. Pazardan aldığı sebzelerle dedesinin verdiği formülü tamamlamaya çalışıyor deneme yanılma yöntemi ile heba ettiği hamsterler baya çok. :)  Yardımcısı Hediye evde içli şarkılar söylerken papağanın Hediye gibi o şarkıyı söylemesi ve Niyazi nin papağan küçük Emrah'a bağlamış Hediye bu ne demesi ve sonrasında Hediyenin isyan etmesi. Hayatını değiştiren olay ise Sultan Şahmerdan ve Rıza Kabakoz un at yarışı sırasında  girdiği iddia eğer iddiayı Sultan Şahmerdan kaybederse Rıza ile evlenecek eğer Rıza kaybederse bütün mal varlığını Sultan Şahmerdan alacak. iddiayı kaybetmemek en iyi veterineri bulmaya çalışan Sultan Şahmerdanın imdadına yardımcısı yetişiyor.Şahmerdan Hanımın evinin önünde kürk giydiği ve hayvanları avladığı için Hayvan haklarını savunmak amaçlı  eylem yapmak isteyen Niyazi ve ekibini farklı bir sürpriz bekliyor çünkü bu eylem Şahmerdan'ın hoşuna gitmiyor. Bunun üzerine eyleme son vermek amacıyla köpekleri eylemin yapıldığı yere götürüyorlar. Ve herkes köpekleri görünce panik oluyor fakat  Niyazi'nin köpekleri sakinleştirmek için söylediği türkü sayesinde Şahmerdan ın yardımcılarının dikkatini çekiyor ve aradıkları veterinerin Niyazi olduğuna karar veriyorlar. Ama Niyazi'yi at yarışına karşı ikna etmek hiç kolay olmuyor ve ikna için Sultan Şahmerdan elinden geleni yapıyor.Niyazi hiçbir şekilde bu formül için yanaşmıyor. Ta ki  Şahmerdan hanım  doğum günüm var diyip Niyazi yi evine davet etmesiyle işler değişiyor. :) Zaten içkiyle arası olmayan Niyazinin  birde içkisine ilaç katıyor Şahmerdan hanım yatakta hayvan takliti yapıyorlar (en komik sahnelerden biriydi) ama Niyazı sarhoş olduğu için hiçbir seyi hatırlamıyor ve olayı yanlış anlayıp Şahmerdan hanımın teklifini kabul ediyor. Sonrasında yarışı kazanması için uğraşırken Rıza Kabakoz kaçırıyor ve iksiri onun için hazırlıyor ve yarışı Rıza Kabakoz kazanıyor. Tam gazetecilerin önünde Rıza Şahmerdan hanımla evleneceğini söylemeye hazırlanırken Şahmerdan hanım Niyazi bey ile evleneceğini söylüyor bunun üzerine Rıza bey bu durumu kıskanıyor ve yarış atına yaptıkları formülü Niyazi ye yapıyor. İlacın etkisiyle Niyazi bayılıyor ve o esnada hastaneye kaldırıyor. Niyaziyi kurtarmaya çalışırken Niyazi rahmetli dedesini görüyor ve formülün eksik kısmını öğrenmeye çalışıyor . Ama dedesinden  formülü dinlemeye çalışırken Niyazinin babası geliyor ve müziği duyunca oynamaya başlıyor zorda olsa eksik olan tarifin şevketi bostan olduğunu öğreniyor. Bu sayede veterinerlikte tarihine geçiyor. 


11 Ağustos 2015 Salı

Arkadaşlar Arasında




Filmin Konusu 

Yakın zaman içerisinde doğum gününü kutlayacak olan Ayhan'a arkadaşları güzel bir sürpriz planlarlar ve kutlama için ıssız bir koyda rakı masası hazırlanır. 30 yaşına basacak olan Ayhan hayatla ilgili kaygılar taşımakta ve yaşamını sorgulamaktadır. Arkadaşları Deniz, Cenk ve Barış da ondan farklı bir durumda değildir. Her birinin gerek ailevi gerekse kişisel, çözümleyemedikleri bazı sorunları vardır. Kimi baba olmaya hazır değildir, kimiyse ailesini geçindirmek ya da sevdiği kadından ayrılmak zorundadır. Ayhan'ın doğum günü akşamı herkes bir araya gelir ve gece eğlenceli başlar. Ancak alkolün ve bir arada olmanın etkisiyle herkes o güne dek anlatamadığı şeyleri dışa vurmaya başlar. Geçmişin üzücü hatıralarının ya da bugünün dertlerinin paylaşıldığı bu sohbet, gelecek planlarıyla sona erer. O günden sonra hayatlarını yoluna koyma ve her sene bu etkinliği yineleme sözü vererek ayrılırlar. Hayatları o gece rakı masasında planladıkları gibi ilerleyecek midir?

 Oyuncular 

Salih Badem, İbrahim Kendirci,  Fırat Albayram, Sertan Erkaçan 

Yorumum :

Tavsiyesi üzerine izlediğim film genel olarak eğlenceliydi. Fakat argo üslup çoğu konuşmada var .Rakı masasında Doğum günü için toplanan 4 arkadaşın hayatını anlatıyor.Aşık olduğu kızdan babasına bahsedemediği için ayrılmak zorunda kalan Deniz  babasının istediği kızla evlenmek zorunda kalıyor yıllar sonra iki aşık karşılaşıyorlar ve o sahne yürek burkucuydu. Ayhan ise  aşık olduğu kızdan ayrılıyor ve  kızın  başka birinden hamile olduğunu öğreniyor.O esnada Cenk'i Sıla arıyor yeni şarkı besteledim diye ve başlıyor şarkıyı  söylemeye.Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz Kalan sağlar bizimdir, acıdan mayhoşuz iki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze, bundandır böyle dibe vuruşumuz...Allahını seven tutmasın diyip gaza gelip bende içmek istedim ama ortam müsait değildi :) Neyse şarkı bittikten sonra  herkes acısını söyleyemediklerini anlatmaya başlıyor.  Ayhan son bir  cesaretle kızı arayıp kızla sevgiliyken çocuklarına düşündükleri ismi koymasını istiyor. Ve yıllar geçmesine rağmen onu  uzaktan izliyor. Cenk ise eşi hamile fakat baba olmaya hazır olmadığını daha kendisinin çocuk olduğunu söylüyor ama oğlu doğunca  onunla çocuklaşıp istediği gibi yaşamaya başlıyor. Son olarak Barış askere gitti.Birbirlerine rakı masasında verdikleri her sene rakı masasını kuralım sözünü tutamadılar. 



10 Ağustos 2015 Pazartesi

Ortunç Koyu



Geçen hafta pazartesi sendromum yoktu çünkü yıllık iznimdeydim. O caanım yerleri bırakıp gelmek  elbette zordu.İş yerinin en yoğun dönemine girerken ofise gelmek pek iç açıcı değil doğrusu.
Gelelim Ortunç un iç geçirten güzelliğine.







Mavi bayraklı ortunç koyu bir yanınızda yeşili bir yanınızda maviyi buluşturup  mükemmel uyumunu gözler önüne seriyor. 

Sakin güzel buz gibi deniziyle kendine hayran bırakıyor. Normal teknelerle de bir sürü misafiri ağırlamanın yanı sıra tur teknelerinin uğradığı olmazsa olmaz dedikleri koydur.














Denizi kum değil de taşlı . Ben pek taşlı denizi sevmiyorum fakat yinede o kadar temiz ve güzel ki denizden çıkmak istemedim. Ee boşuna mavi bayrak vermemişler gerçi ormanı baya bi pis kullanmışlar ama bizim insanımız temiz bırakmayı öğrenemiyor malesef. Yolunuz uğrarsa gidip görün derim a dostlar .

Kınalıada


Temmuz sonu resmi iznimin başlangıcıydı saatler ilerledikçe tatil moduna daha çok geçiyordum. Mutlu olmaya başlıyordum. :) Ayvalık - cunda adasına gitmeden önce pazar gününü de gezerek geçirmeyi planladım ve  napsam napsam diye düşünürken adalara gitmeye karar verdik. İlk olarak denize gireriz diye planlamıştık fakat deniz dalgalı olunca ben pek yanaşmadım denize girmeye. Gezmeye karar verdik.


















Ara sokaklarda gezerken bu güzel fotoları çektik.Gerçi bu fotoğrafları çekebilmek için şekilden şekile girdik ama değdi.



Denize karşı kahve içmeden keyif yapmadan olmazdı.


Ama maalesef keyif çok sürmedi çünkü güneş çarptı beni ve bir de migrenim tutunca apar topar adadan ayrılıp hastaneye gitmek zorunda kaldık. Beklenmeyen hastalık yüzünden planladığımız gibi gitmedi ada keyfimiz ama sağlık olsun. 

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Kısa Bir Tatil

Bayram tatili ne güzeldi. Kısa da olsan güzeldin.Ayvalık,Cunda Adası ,Sarımsaklı ah tatil ah deniz kum güneş şeklinde kısada olsa ruhuma huzur getirdin. Çarşamba günü manzaram böyleydi.




Cunda bu sefer baya kalabalıktı hemde genç nüfusta fazlaydı. Genelde orta yaşlılar ve 5 - 6 yaşındaki torunları olurdu ama bu sefer şeytanın bacağını kırmıştı cunda  kafa dinleyip yılın stresini atmak için Cunda yani yeni adı ile Alibey adası gerçekten hakkını veriyor . Gece dışarı çıkayım felekten bir gece geçireyim derseniz yanılırsınız zira gece hayatına dair  çok bir seçenek yok bar olarak  ya bir tane ya iki hadi görmediğim yerlerde de var dersek beşi geçmez . Ama fasıl severseniz ağırlık fasıldan yana ara sokaklarda rakı balık fasıl eşliğinde bol sohbetli bir gece için ideal yer. Ortunç koyu güzel arkası ormanlık önü deniz şemsiyeye ihtiyacınız yok ağaç gölgeleri var en güzelinden. Gerçi çoğu tatile sevgilisiyle yada kalabalık arkadaş grupları ile gelmiş bense ailemle birlikte köşede güneşlenmenin tadını çıkartıyordum :) imrenmedim desem yalan olur ahh ahh bende sevgilimle tatil yapmak istiyorum ama bunu anne babama söyleyecek cesaretim yok hoş söylersem de sonuç çok hoş olmaz :D 

Cunda Adasında Akşam

Biten sayılı tatil sonrası tatil anılarını yazmak için kolları sıvadım.Tatilde de olsak bayram adetleri yerine getirdik. Aynı sitede iki ev ötemizde  akrabalarımız vardı onlarla bayramlaşmaya gittik.Hal hatır faslından sonra akşama kızlarının İstanbuldan arkadaşı ile geleceğini söylediler. Çok lazım sanki gelmese de olur diye düşünürken (kız ego tavan şeklinde dolaşan biri) daha önce instagram da sevgilisi ile fotolarını görmüştüm.(Madem ego tavan niye instagram da takip ediyorsunuz derseniz merak anacım merak ) O an aklımda acabalar belirdi ve aklımdan geçen senaryolar filmler evlere şenlikti tamda tahmin ettiğim gibi  kız sevgilisini yazlıklarına ailesinin yanında getiriyor ve dahası hep birlikte tatil yapacaklar yalan yok benim anne babam aynı anlayışı göstermez. Ne var bunda abartmışsın canım sende diyenleri duyuyorum ama oradan gözüktüğü gibi değil hiçbir şey :) Tabi ki gözüm yok Allah daha iyisini versin inşallah ama  bende 26 yaşıma gelmişim otuza 4 sene kalmış bundan ötürü bende bu hakkımı kullanmak istiyorum :) Neyse konu dışına çok çıktım :) gelelim tatile akşam Cunda ya indik inanılmaz kalabalıktı. Şarap evleri, restoranlar, taş kahve  ve Uno tıklım tıklımdı. Zorda olsa selene cafe ye oturduk sipariş verdik waffle ve türk kahvesi istedim.




Gayet başarılıydı wafflesi deneyebilirsiniz. Fiyat olarak ta çok uygun.Zaten yapabileceğiniz farklı bir anternatif yok takıcılara bakıyorsunuz ve bitiyor. Ofiste ki arkadaşıma hediye aldım. O kadar kahrımı çekiyor kızcağız  :)  Çeyiz düzüyordu çeyizi için bakındım ama onun tarzına uygun bir şey pek bulamadım bende Fatma ana elinde karar kıldım.İnşallah yeni evinde severek kullanır. Ala ala bunu mu aldın demeyin gidip görme fırsatınız olursa hak verirsiniz bana :) 


Cunda Adası Önerisi



 Cunda adasına gittiğinizde çok fazla seçeneğiniz malesef mevcut değil. Şöyle ki geçen sene yazlığa arkadaşımla gittiğimde arkadaşım hayal kırıklığına uğraşmıştı tabi o da haklı her sene Çeşme bodruma  giden kız birden sakin yaşama karışınca bünyesine ters gelmişti. :) Gelelim önerilere deniz manzaralı restoranlarda tek seçenek deniz mahsulleri mevcut. Ara sokaktaki restoranlarda ise ek olarak fasıl eşliğinde rakı balık imkanı var .Papalina balığı buraya hastır mutlaka denemeniz gerek.Kilise yenilenmiş bu sene gidemedim ama bir önceki tatilimde bol bol gezmiştim. Rahmi Koç müzesi gezebilirsiniz. Ortunçta denize girmek ise ayrı bir keyif.Değirmene çıkıp manzaraya karşı bir şeyler içebilirsiniz veya taş kahvede kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Daracık sokaklarda bulunan Şarap evlerinde kendi yapımları olan meyveli şaraplar dan deneyebilirsiniz. Yahu herkeste alkol almak yada balık yemek zorunda mı derseniz alternatif olarak ayvalık tostu, tavuk, susurluk ayranı bunlarda bulabilirsiniz. Uno ya giderseniz kesinlikle pizza tavsiye ederim. çok kalabalık olduğu için çok fazla foto çekemedim açıkcası insanları rahatsız  etmemek için birkaç tane çekebildim.  
Bu birkaç şeyle mi öneride bulundun foto bile yok diyor olabilirsiniz ama insansız yer çok azdı ve insanların fotosunu izinsiz sayfamda paylaşamayacağım için çekemedim.





cunda meydan 




cunda sahil







cunda sahil 



Şarap evinde olmasa da restoranda içebildim kalabalıktan yer bulmak hiç kolay değildi.


Türk kahvesiz gün tamamlanmaz mantığında olanlardanım 

Farklı bir dibek kahvesi var ilk defa cunda adasında içmiştim bu sefer orayı bulamadım sanırım kapanmıştı. O kahveye hiçbir yerde denk gelemedim firma sadece kendine özel yapıyordu satışı bulunmuyordu.

14 Temmuz 2015 Salı

Tel Tel Olan Saçlara Pratik Çözüm


Saçlarımla hep savaş halindeydim kıvırcık olduğu için hep kabarır ve tel tel dururdu. Sürekli fön çektirirdim yada sıkı sıkı toplardım ama baktım çare bu değil. Çünkü fön de saçlarım çok çabuk kırılıyor çatallaşıyor bu yüzden de hep kestirmek zorunda kalıyordum sağlıklı gözükmesi için bu nedenle farklı çözümler aradım durdum. Kadının en güzel aksesuarı saçı neticede bir de çoğu bayan saç rekabetindeyken benim niye böyle değil diye dövünüp durdum. Bu yaşıma kadar  farklı şampuanlar mı denemedim yahut deli gibi paralar harcayarak türlü türlü bakım kremini ,bakım yağını mı almadım dersiniz.Hepsini denedim olmadı ya garip şekil oldu ya da çabuk yağlandı.Tesadüfen saçlarımı yıkarken saçlarım komple ıslakken yani  suyu almadan bakım kremi sürdüm ve öylece bitirdim yıkamayı havluya sardım saçlarımı kuruduğu zaman buklelerim gerçekten harika görünüyordu kıvırcık saç sevmeyen ben saçlarımın yeni haline bayılır oldum perçem kısmına maşa ile ufak müdahalede bulunuyorum daha düzgün dursun diye belki bu yazıyı okuyan birinin derdine çare olabilirim.Sizde benim gibi bu dertten şikayetçiyseniz ufak ama etkili bir yöntem tavsiye ederim.










Ben sırayla bu  iki ürünü kullanıyorum siz daha farklısını da kullanabilirsiniz aynı sonucu elde edebilirsiniz.


10 Temmuz 2015 Cuma

Sivilcelere Çözüm



 Yıllardır sivilcelerimle başım dertteydi gitmediğim doktor kalmadı.İlaçlar , kremler, kozmetik ürünler ve benzeri bütün ürünleri neredeyse kullandım hiçbiri işe yaramadı bünyem hassas olduğu için bazen dışarıda yediğim yemek bile sivilceye neden olabiliyordu. Sıkıntı ve stresi söylemeye gerek bile yok (dertsiz stressiz kimse yok zaten buda ayrı bir mevzu ) son çare aktarda denk geldiğim keçi sütü sabunu oldu.





 Aklımda bir sürü soru vardı. Acaba yan etki yapar mı yada hemen etki eder mi diye düşünüp dururken almaya karar verdim. Şu bir gerçek düzenli kullanmak pek bana göre değil çünkü yorgun argın olunca yapmak gözümde büyüyordu sadece ilk iki gün sabah akşam kullandım sonrasında iki günde bir kullandım ve sonuç gerçekten şaşırtıcıydı sivilcelerim geçti. Kullanım şekline gelince yüzüm ıslakken sabunu dairesel hareketlerle yüzüme sürdüm sonra yüz kesesi ile hafifçe temizleyip yıkadım.Son olarak da pamuğa biraz gül suyu döküp yüzüme uyguladım.
Fiyat olarak da uygun 7.30 TL